BEGIN TYPING YOUR SEARCH ABOVE AND PRESS RETURN TO SEARCH. PRESS ESC TO CANCEL

BATI’NIN DOĞU’YA ATTIĞI KAZIKLARI ÇIKARMA ZAMANI

 Kadim Fir’avn’ın “Kazıklar”ından  Modern Fir’avn’ların “Kazıklar”ına

“ve Fir’avne zi’l-Evtâd ellezîne tağav fi’l-bilâd”(89,el-Fecr,10)

İlerlemeci tarih anlayışının sonucunda, insanlığın dinlerin, yani dogmatizmin esaretinden kurtularak aklın ve bilimin aydınlığında ve nurlu yolunda ilerleme vaatleri ile sekülerizmi icat eden ve bu zihniyet temelinde yeryüzünde ulus devletler şeklindeki yapılanmaları, bazen ideal diye yutturup, bazen de dayatan Batı’nın dünyayı, İslam Dünyasını ve bu dünyanın bir parçası olarak ülkemizi ne hallere soktuğunu sorgulamak için sayısız fırsatı kaçırdık, bari önümüzdeki şu son fırsatı bari kaçırmayalım:

Batı’lı seküler dünya görüşünün ürünü olan ideolojilerin – Darvinizm, Rasyonalizm, Pozitivizm, Nihilizm, Hedonizm, Komünizm, Kapitalizm, Liberalizm, Modernizm, Post-Modernizm, Neo-Liberalizm v.b. “-izm”lerin – yeryüzünü  nereye götürdüğüne  ve insanlığa ne verdiğine bir bakmanın tam da zamanıdır  içinde yaşadığımız şu an!

Önce yerküreye Batı egemenliği öncesi  ve sonrası arasında basit bir mukayese yaparak bir bakalım: Tabii kaynaklar: Hava daha temiz değil daha kirli, pis ve zehirli. Denizler, göller, nehirler, ırmaklar, kullanılabilecek ve içilebilecek sular daha temiz değil daha pis, daha çok değil daha az. Su savaşlarından artık daha fazla söz edilir oldu.

Ormanlar daha çok değil,daha az ve giderek azalıyor, dünyanın ciğerleri yok ediliyor. Karada ve Denizdeki hayvanlarla Kuş türlerinin sayısı giderek azalıyor, pek çok türler çoktan yok olmuş durumda, hayvan katliamları her gün ekranlara yansıyor, küresel iklim değişiklikleri de bu yok oluş sürecini hızlandırıyor. Hayvani gıda kaynaklarını oluşturan hayvanlar, adeta laboratuar ortamında, tamamen suni yöntemlerle habire çoğaltılıyor da çoğaltılıyor.

Gıda maddeleri eskisinden daha çok ama, daha az sağlıklı, tatsız tuzsuz hormonlu şeyler, suni gıdalarda artış korkunç, kanserojen ve hastalıklara yol açanları da caba. Katkı maddelerinin zararları gün geçtikçe daha da netleşiyor. Kapitalizmi ayakta tutmak için bağımlılık yapan katkı maddelerinin kullanıldığı ürünleri de eklemek gerekir. Bunlara hileli gıdaları eklemeyi de unutmamak lazım.

Silahlanma tam bir cinnet! Önceden kitle imha silahları yoktu,şimdi yüz binlerce insanı bir anda öldürdüğü – Nagazaki ve Hiroşima’da dünyanın gözleri önünde denenmiş (!) nükleer silahların sayısı binlece. Sadece ABD’de 5000-7000 nükleer başlıklı silah, Rusya’da 2000-3000 nükleer başlıklı silah var. İsrail’in nükleer silahlarının sayısını ise Allah bilir. Türkiye’de bile ABD’ye ait 60 nükleer füzenin bulunduğu ifade ediliyor. Konvansiyonel silahlar, kimyasal silahlar v.b. ise bu hesaba dahil değil.

Hastalıklar ve ölümler sanki veba salgını varmışçasına kitleleri, bilhassa çocukları yok ediyor. Modern tıp, aşılar ve ilaç sanayi herkesten önce batı için. Doğu ise ya kobay olarak ilaçlarla tanışıyor, ya da Batı’dan arta kalanı kullanıyor, tabi şayet tedavi ve ilaç için para bulabilirse. Avurtlarımızı şişirerek ağzımıza aldığımız 21.yy’da hala açlıktan kitle ölümleri yaygın. Batı obezite ile ilgilenirken, üçüncü dünya açlıktan kırılıyor. (Müslüman olduğumuzu iddia eden bizlerin ülkesi Türkiye’de  bile her gün 7 milyon ekmeğin israf edildiği söyleniyor)

Uyuşturucu daha yaygın ve artık Avrupa’da – mesela Hollanda’da- esrar çekmek için gidilen özel izinli şehirler var. Diğer  bağımlılık yapan maddeler ve zehirler bu hesaba dahil değil.

Genetik müdahalelerin gelecekte nelere yol açacağını  ise kimse bilmiyor.

Sevgi ve romantizm cinselliğe, aile otele, dostluk ilişkileri şirkete, sanat popülizme ve gösteriye dönmüş, ilim pozitif bilimlere indirgenmiş, siyaset çıkarcılığa ve yolsuzluğa dönüşmüş, felsefe ve hikmet horlanmış, yaşlılar huzur evlerine, çocuklar kreşlere havale edilmiş.  Fakirler ise ölümlerden ölüm beğenmek durumunda!

Ahlak lugatlardan silinmiş, adalet siyasileşmiş ve güçlülerin oyuncağı olmuş, çifte standart “standart” olmuş, hak-hukuk, helal-haram antika lugatlarda kalmış, egoizm, bencillik gemi azıya almış, diğergâmlık aptallık olmuş, köpek beselemek çocuk büyütmeye tercih edilir olmuş, cinsel isitismar ve cinsel taciz sıradanlaşmış ve envai çeşitleriyle bir reklam ve şöhret olma aracına dönüştürülmüş, cinsel sapmalar medyada önce alıştırılıp meşrulaştırılmış, ardından normal bir şey gibi gösterilmiş ve gösterilmeye devam edilmekte.