BEGIN TYPING YOUR SEARCH ABOVE AND PRESS RETURN TO SEARCH. PRESS ESC TO CANCEL

Yeni Şafak Gazetesi Röportaj: Kürt sorununun çözümünde “İslam kardeşliği” formülü tek başına yeterli değil.

Röportaj: ZEYNEP ÇİFTÇİ, BEYZA AKYÜZ, Yeni Şafak Gazetesi, 9/3/2008

Türkiye’nin önde gelen ilahiyatçıları ilk kez Kürt sorunu hakkında konuştular. Cesur çıkışlarda bulunan ilahiyatçılar aynı zamanda özeleştiri yaptılar. “Din kardeşliği” tezinin, önemli olmakla beraber, hesabı verilmiş, sosyolojik bilimsel araştırmalara dayanılarak haklılığı ortaya konmuş bir şey olmaktan öteye gidemediğini söyleyen Hayri Kırbaşoğlu ise “Din adamları ellerini taşın altına koyarak, Kürt meselesi gibi ciddi bir meseleye eğilip, ilim ve fikir adamlığı sorumluluğu adına şahsiyetli bir duruş sergilemeliler’ diye konuştu.
Problemlerin çözümünde çokça dile geti-rilen “İslam kardeşliği” formülünün tek başına meseleyi çözmek için yeterli olabileceğini düşünmek çok da gerçekçi görünmemektedir. Zira Kürtlerin tamamı İslami kimliği benimseyenlerden oluşmamakta,farklı ideolojilere yönelenler, hatta açıkça PKK gibi taşeron örgütleri destekleyenler de azımsanamaz. Hatta bazen din adamları ve mahalli dini şahsiyetler arasında bile bu gibi örgütlere sempati ile bakanları görmezlikten gelemeyiz.

TÜM SORUNLAR ELE ALINMALI

Kaldı ki Kürtlerin tamamı İslami kimliği önemseyen insanlar olsa dahi, sadece bu kimliğin tek başına gündeme getirilmesi kesin bir çözümü sağlamaya yetmeyecektir. Zira ortadaki diğer problemler çözümsüz bir halde dururken, kuru bir İslam kardeşliği söylemi, yeterince ikna edici olmayacaktır. Nitekim Kuzey Irak’ta, sadece Talabani’nin değil, Molla Mustafa Barzani’nin oğlunun temsil ettiği muhafazakar-dindar Kürtlerin bile işgalci ABD güçleriyle nasıl işbirlikçilik etmekte tereddüt dahi etmedikleri göz önüne alınacak olursa, meselenin ne kadar karmaşık ve çözümünün de bir o kadar zor olduğu kolayca anlaşılır.
Çözüm için önce devletin mevcut resmi ideoloji dahil,her tür ideolojiden arındırılması ve bütün vatandaşları karşısında tamamen tarafsız bir hale getirilmeli. İkinci olarak ülkemizde dinin ve resmi din kurumları aracılığıyla dinin kontrol ve yönlendirilmesi çabalarından vazgeçilmeli.

İlahiyatçılar elini taşın altına koymalı

İslam ilim ve fikir erbabı, İlahiyat camiası, Diyanet camiası, din eğitimi camiası, mahalli din uleması,memleketin hangi meselesinin çözümü için ellerini taşın altına koydular ki, Kürt meselesi gibi ciddi bir meseleye eğilip, “ilim ve fikir adamlığı sorumluluğu” adına şahsiyetli bir duruş sergilesinler. Özgür bir ortamda,bütün tabuların bir tarafa konduğu, sadece Kürt meselesinin değil, başta laiklik, başörtüsü, din istismarı, Alevilik-Sünnilik, çoğulculuk olmak üzere, toplumsal sıkıntıların dışa vurduğu hemen her konuda kamuoyuna katkıda bulunmak herkesten önce İslam ilim ve fikir adamlarının görevi olacaktır.

http://arsiv.haberkonya.com/haberdetay.asp?idno=8909