-
İSLAMİ(!) BİR EVRİM HİKAYESİ: “KARPUZ”DAN “FISTIKLI ÇİKOLATA” YA
Benim güzel memleketimde “olmaz olmaz”dır. Akıl almaz olayların bile sıradanlaştığı anlarda boşuna dökülüvermez şu cümle dillerimizden : Burası Türkiye! Gerçekten de İslam dünyasında – hatta 150’ye yakın ülke gezmiş olan bir dostumun şehadetine göre bütün dünyada da – kesinlikle eşi ve benzeri bulunmayan bir toplumuz.Eskilerin “Acâibu’l-Mahlûkat ve Ğarâibu’l-Amsâr” türünden başlıklar altında ele aldıkları acayiplikler,gariplikler ve tuhaflıklara günümüz Türkiye’sinden eklenecek malzeme o kadar çok ki saymakla bitmez. Siyasi mi istersiniz,sosyal mi,ekonomik mi, kültürel mi, yoksa “zihniyet” alanındakileri mi? Bunların hepsi onlarca yüzlerce makale ve kitaba konu olabilecek türden “gariplikler”dir. Allah sağlık ve afiyette dâim kılar da elimiz kalem tutmaya devam ederse, ömrümüz olduğu sürece bunları teker teker ele almakta azimli ve…
-
İSLAMİ HAREKETLERDE İŞLER NİÇİN YOLUNDA GİTMEDİ?
Bulutun yağmuru taşıması gibi, Kapitalizm de savaşı taşır. (Jean Jaures) İslami öğretinin değer ve normlarını hayatın bütün alanlarında geçerli hale gelmesi amacıyla Müslümanlar tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin toplamını ifade etmek için kullanılan “İslami Hareketler”, genel olarak sivil toplumcu ve politik olmak üzere iki guruba ayırmak mümkündür. Politik olanlar genellikle demokratik sistemler içerisinde, seçimler ve parti politikalarıyla siyasi iktidarı amaçlayan ve siyasi iktidar aracılığıyla İslami toplum tasavvurlarını hayata geçirmeyi strateji olarak benimsemiş olan dini-siyasi hareketlerdir. Pakistan’da Cemaat-ı İslami, Tunus’ta en-Nahda, Türkiye’de Milli Görüş ve AKP, Lübnan’da Hizbullah, Sudan’da İhvan-ı Müslimîn, el-Mağrib/Fas’ta Adalet ve Kalkınma Partisi, Libya’da Adalet ve Kalkınma Partisi , Malezya İslam Partisi, Tacikistan İslamî Rönesans Partisi gibi partiler bunlardan bazılarıdır.…
-
Timetürk: Kırbaşoğlu’nun ilmihali çok ses getirecek
Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu’nun yeni kitabı “Ahir Zaman İlmihali” YayınEvi Yayınlarından çıktı. Kitap, ilmihale geleneğine getirdiği yeni yöntem ile çok ses getireceğe benziyor. Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu’nun yazdığı İlmihal, “Ahir Zaman İlmihali” adıyla YayınEvi Yayınlarından çıktı. İslam aksiyolojisi/ahlâkı ekseninde ortaya konulan çalışma birçok alanda ses getireceğe benziyor. Müslümanlara ait sorunlarının ustaca sunulduğu kitapta, klasik ilmihallerin ötesinde çok yeni bir yöntem ortaya konuluyor. Kırbaşoğlu’nun modern insanın el kitabı niteliğindeki bu yeni kitabı, Hindistan ulemasından Şah Veliyyullah Dihlevi’nin “Hüccetullahil Baliğa” adlı kitabıyla ilmihale getirdiği yeni tarzın daha ileriye taşınmış bir hali olarak görülebilir. Kırbaşoğlu kitabın girişinde şu ifadelere yer veriyor, “Ahir Zaman İlmihali, Ahir Zaman Müslümanlarının sorunlarını çözme çabasının bir ürünüdür. Bu…
-
Medeniyet Mektebi Prof. Dr. Hayri KIRBAŞOĞLU ile Söyleşi
Röportaj Ayşe YÜKSEL, Ayşe KELEŞ, Sevgi SAYGI ve Zühre ÖVEÇ Hocam, hadis ve sünnete getirdiğiniz yeni yaklaşımlarla tanınıyorsunuz. Sizce sünnet nedir? Hz. Peygamber’in peygamber olarak ve Müslümanların kendisini takip etmesi amacıyla çizdiği yoldur sünnet. Bunun temel unsurları şunlardır: Hz. Peygamber’in peygamber sıfatıyla yapmış olması ve bu yaptıklarında kendisine uymamızı istemesi. Bu istek de çeşitli şekillerde olur: Yaptıklarına “kesinlikle uymamızı” isterse farz, “kesinlikle kaçınmamızı” isterse haram, “isteğe bağlı olarak” kaçının-kaçınsanız iyi olur derse kerahat, “yaparsanız iyi olur” derse müstehap-mendup, “yapın yapmayın fark etmez” derse mübahtır. Ama esas olan, Hz. Peygamber’in attığı adımlara ruh veren, onun arkasında yatan dünya görüşü, zihniyettir. Bir anlamda sünneti biz, tomurcuk halindeki Kur’an’ın gonca haline gelmiş, gül gibi…
-
İlmihâl Dindarlığının İmkânı Üzerine
Klasik fıkıh literatürünün bir bölümünü oluşturan taharet, namaz, oruç ve hac gibi konuların, başına akaid konularının da eklenmesiyle, bağımsız eserler hâlinde ortaya çıkışının tarihi bizde 15. yüzyıla kadar geri götürülmektedir.(1) Halk arasında ‘Namaz Hocası’ veya ‘İlmihal’ olarak bilinen bu tür eserler, sözlü kültür yanında, halkımızın temel dini bilgilerinin başlıca kaynağını teşkil etmektedir. Bu bakımdan ülkemiz insanının din konusundaki bilgilerinin büyük ölçüde namaz hocaları veya ilmihaller tarafından şekillendirildiğini söylemek mümkündür. Bu kadar etkili olmalarına rağmen, bu tür eserlerin bilimsel değeri üzerinde yeterince durulduğu söylenemez. Bunların sunduğu bilgilerin ne derece sağlıklı ve yeterli olduğu meselesi bir yana, bu bilgilerin ne tür bir dindarlığa yol açtığı üzerinde ise, neredeyse hiç durulmamıştır. Halbuki milyonlarca…
-
Üçüncü Yol Mukaddimesi
Yenilikçi İslam düşüncesi, Batılılaşma ve geleneksel İslam anlayışı karşısında üçüncü yol/orta yol olma özelliği taşımaktadır. Batılılaşma taraftarları İslam kültürüne neredeyse hiç iltifat etmemektedir. Geleneksel İslam anlayışı da Batı’yı kategorik olarak dışlamaktan geri kalmamaktadır. Yenilikçi İslam Düşüncesi ise hem Batı’ya hem de geleneksel İslam’a eleştirel bir yaklaşım sergilemek suretiyle iki çizgiyi de dışlamayan bir alternatif sunma çabasındadır. ‘Üçüncü yol’, birbirini olumsuzlayan iki yaklaşım arasında, İslam dünyası için daha makul ve dengeli bir bakış açısı sunmaktadır. Bu eser, Garaudy’nin “hem Batı’ya hem de İslam geleneğine eleştirel yaklaşım” sloganıyla özetlediği, Aliya’nın da savunduğu ‘üçüncü yol’a bir mukaddime niteliği taşımaktadır. jenerik, içindekiler, önsöz ve dizin
-
Sünni Paradigmanın Oluşumunda Şafii’nin Rolü
Şâfi’î kimdir? O, yalnızca sünni fıkıh mezheplerinden birinin kurucusu muydu, yoksa usûl-i fıkhın da mimarı mıydı? Bazılarının dediği gibi, hadis usûlünün temellerini atan da o muydu? Ya da, yaygın olarak kabul edildiği üzere o, rey ehli ile hadis ehli arasında ‘orta yol’u temsil eden bir sentezci miydi? Elinizdeki kitap, Doğu’dan ve Batı’dan, günümüzün önde gelen ilim ve fikir adamlarının, bütün bu sorulara, Şâfi’î’nin günümüz İslam dünyasında egemen olan zihniyetteki etkisini gözeten cevap arayışlarını ve yorumlarını sunmaktadır. jenerik, içindekiler, önsöz ve dizin
-
Namazların Birleştirilmesi
Bu kitap, herhangi bir mezhebin, tarih boyunca oluşmuş görüşlerini nihai hüküm gibi algılayıp onların değişmezliğini kabul etmenin son derece hatalı bir tutum olduğunu göstermektedir. Hanefi mezhebinin ilk imamları Ebû Hanîfe ve ashabı, namazların cemi ile ilgili hadisleri, kendilerince haklı gördükleri çeşitli gerekçe ve tevillerle uygulama mevkiine koymamışlar; cemi, sadece, Arafat ve Muzdelifeye hasretmişlerdir. Ne yazık ki daha sonra gelen bütün Hanefi uleması, bu görüşü sadece tekrarlamakla yetinmiş, ilk imamların gerekçe ve tevillerini sorgulama cihetine gidememişlerdir. İmam-ı Azam Ebû HanîfeÕnin fıkıh anlayışına bağlılık; onun görüşlerini tekrarlamakla değil, bilakis onun metodunu, yöntemini, hepsinden önemlisi Allah ve Rasulü dışında herkesin görüşlerinin sorgulanabileceğini açıkça ilan eden, onun eleştirel zihniyetini ve düşünce dinamizmini benimsemekle olabilir.…
-
İslami İlimlerde Metot Sorunu
Yorum ve görüş farklılıklarında ana belirleyici unsur, epistemolojik ve metodolojik tutumlardır. İslam dünyasının siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel parçalanmışlığının bir kader olmaktan çıkabilmesi iki yönlü bir çabayı gerekli kılmaktadır: 1. Farklılıklara müspet bir değer atfeden ‘çoğulcu’ bir yaklaşımın egemen kılınması, 2. Hem ihtilafları asgariye indirecek, hem de farklı yorum ve görüşler arasında yakınlaşmayı sağlayacak bir ‘ortak metodolojik zemin’ arayışına girişilmesidir. Bu kitap, metodoloji sorununun İslam toplumu üzerindeki etkilerini göstermektedir. jenerik, içindekiler, önsöz ve dizin
-
Ehl-i Sünnetin Kurucu Ataları
Bu eser, yaygın olarak el-Eş’arî ve el-Mâturîdî tarafından kurulduğu kabul edilen Ehl-i Sünnet geleneğinin, aslında bu iki İslam âliminden önce de mevcut olduğunu, esaslarının bu ikisinden önce büyük ölçüde belirlendiğini, bunun “Ehl-i Sünnet’in Kurucu Ataları” diyebileceğimiz Ehl-i Hadis/Ashabu’l-Hadis tarafından gerçekleştirildiğini gösteren bir çalışmadır. Eserin ağırlık noktasını ise Ehl-i Hadis/Ashabu’l-Hadisin ayırıcı yönlerinin başında gelen “Allah’ın Sıfatları” meselesindeki yaklaşımı oluşturmaktadır. Mamafih bu eserde Ehl-i Sünnet’in kurucu atalarına başka ne gibi isimler verildiği, bu kurucu ataların tarihî köklerinin ne kadar gerilere gittiği, onların hadis alanındaki bilinen faaliyetleri dışında başka ne gibi alanlarda faaliyet gösterdikleri gibi hususlar da ele alınmıştır. jenerik, içindekiler, önsöz ve dizin