-
Alternatif Hadis Metodolojisi
Bu kitap, bütün Müslümanları yakından ilgilendiren varoluşsal bir mesele üzerindeki görüş ve eleştirileri paylaşmak amacıyla kaleme alınmıştır. Eser, bilimsel literatür taraması yanında, çeşitli yayınlardan da örnekler verilmek suretiyle zenginleştirilip güncel hâle getirilmiştir. Alternatif hadis metodolojisi, bağımsız bir usûl değil, genel metodolojinin bir parçasıdır; mezhebî bir usûl değil, İslam geleneğinin tamamını kuşatmayı amaçlayan bir usûldür; disiplinlerarası bir yaklaşıma dayanır; metodik şüpheden, tenkit zihniyetinden ve eleştirel akıldan yanadır; değişime açık ve dinamiktir; ictihadı esas alır; aktüel ihtiyaçları esas alan pratik bir usûldür; geleneksel ile modernin sentezidir; tarihî, edebî, tasvirî değil, normatif bir usûldür. jenerik, içindekiler, önsöz ve dizin
-
Umran Dergisi Röportaj: Sünnet’i Çağa Taşımak
Röportaj: Asım Öz Umran Nisan 2016 Eskimez Yeni,bugün hadisleri nasıl yorumlayabileceğimize dair birtakım örnekler sunmak amacını güt mektedir. Yapılan yorumlarda pratik amaçlar da öncelikle göz önüne alınmış- tır. Eserde hem genel okuyucunun rahatlıkla okuyabileceği bir dil ve üslup be nimsenmiş hem de her bir bölümün çeşitli pratik amaçlarla kullanmaya elverişli bir hacimde tutulmasına özen gösterilmiştir. Seçilen hadis rivayetlerinin, İslâm dünyasının günümüz gerçekleriyle, özellikle de üzerinde durulması gereken acı gerçekleriyle ilgili olmasına dikkat edilmiştir. Bu eserin amacı, şerh literatürü alanında geçmişte ve günümüzde yazılmış olan ve çoğu birbirinin tekrarı olan yüzlerce esere bir yenisini eklemek değildir. Yorumlar ise sadece masa başında akla gelenlerin kâğıda dökülmesinden ibaret değildir. Tam aksine, bu eserde…
-
İlahiyat Akademi Dergisi Röportaj: Çeşitli Boyutlarıyla Din İstismarı
A. Öztekin: Hocam, “din istismarı ve yabancılaşma” neyi ifade etmektedir? Mehmet Hayri Kırbaşoğlu: Din istismarının kavramsal çerçevesini çizmek tabiatıyla kolay bir iş değil. Ama bu konuda en aydınlatıcı kaynak olarak Kurandaki bir ayet (Dinin Allah’a has kılınması ile ilgili olarak) – -مخلصين له الدين- ayeti bizim için bir hareket noktası olabilir. Burada kastedilen şey, dini tamamen Allah’a has kılmak ve Allahın rızası dışında hiçbir mülahazaya dini konularda yer vermemek demektir. Aslında dinin esas anlamı: Her şeyin Allah merkezli ve Allahın rızasına bağlı olarak gerçekleştirilmesi demektir. Bu çerçevenin dışına çıkan her şey farklı oranlarda din istismarının kapsamına girer. Mamafih Din istismarına dair gerek düşünce, gerek eylem alanındaki örnekler hepsi aynı düzeyde değildir.…
-
TOPÇU’YA ŞERH, TARİHE NOT DÜŞMEK!
BİR NURETTİN TOPÇU TİPOLOJİ DENEMESİ: FİKİR DÜNYAMIZIN VAGONSUZ LOKOMOTİFİ! Erzurum, 15-16.04.2016 İslam geleneğinde Kur’an metnini açıklama ve yorumlama faaliyetine tefsir, onun dışındaki dini metinleri açıklama ve yorumlama faaliyetine şerh dendiğini hatırlayacak olursak, Nurettin Topçu (bundan sonra kısaca:NT) bağlamında şerh kelimesini tercih etmemizin sebebi kendiliğinden anlaşılacaktır. Mamafih NT’yu şerh etmek derken, ortaçağ İslam geleneğindeki şerh faaliyetine konu olan standart metinler türünden bir metnin şerhinden bahsetmediğimizi de ifade etmek gerekir. Zira burada şerh edilecek olan şey, muayyen bir metin olmaktan ziyade, çeşitli metinlere dağılmış vaziyetteki fikirler manzumesi, daha doğrusu bu fikirlerin altında yatan temel bakış açıları ve ana fikirlerdir. Bir anlamda burada şerh edilecek olan NT’nun dünya görüşü ve hayat felsefesidir. Şerh…
-
Eskimez Yeni Hz. Peygamber’in Sünneti
Bu eser, bugün hadisleri nasıl yorumlayabileceğimize dair birtakım örnekler sunmak amacını gütmektedir. Yapılan yorumlarda pratik amaçlar da öncelikle göz önüne alınmıştır. Eserde hem genel okuyucunun rahatlıkla okuyabileceği bir dil ve üslup benimsenmiş hem de her bir bölümün çeşitli pratik amaçlarla kullanmaya elverişli bir hacimde tutulmasına özen gösterilmiştir. Seçilen hadis rivayetlerinin, İslam dünyasının günümüz gerçekleriyle, özellikle de üzerinde durulması gereken acı gerçekleriyle ilgili olmasına dikkat edilmiştir. Bu eserin amacı, şerh literatürü alanında geçmişte ve günümüzde yazılmış olan ve çoğu birbirinin tekrarı olan yüzlerce esere bir yenisini eklemek değildir. Yorumlar ise sadece masa başında akla gelenlerin kağıda dökülmesinden ibaret değildir. Tam aksine, bu eserde yer alan rivayetlerin yorumlanması esnasında, büyük çoğunluğu çağdaş…
-
İslam Düşüncesinde Sünnet / Eleştirel Bir Yaklaşım
İşte bizce bugün bir disiplin olarak Sünnet’in konusu, bu Medine İslam Toplumu Modeli olmalıdır. Daha açık bir ifadeyle Medine İslam Toplumu’nu itikadi siyasi ekonomik, sosyal ve ahlaki planda yönlendirip yönetmede Hz. Peygamber’e önderlik eden ilkeleri tespit etmeye çalışmak amacı ise, bu ilkelerden ihlam alarak, günümüz şartları içerisinde, evrensel görevini yerine getirecek çağdaş bir İslam Toplumu modelinin nasıl oluşturulabileceği üzerinde durmak olmalıdır. jenerik, içindekiler, önsöz ve dizin
-
İslam’ın Kurucu Metni Kur’an Araştırmaları
İslam, bir din, bir medeniyet ve bir kültür olarak iki kurucu unsura dayanır: Kurucu metin olarak Kur’an ve kurucu tecrübe olarak Sünnet. Hayati ve merkezi önemine binaen bu iki konuya dair ilmi çalışmalar İslami ilimler geleneğinin ve günümüz İslami araştırmalar dünyasının başlıca yoğunlaşma alanlarını teşkil edegelmişlerdir. Bu iki unsurun önemi kadar ikisi arasındaki organik ilişki de bu yoğun ilgiye yol açan etkili bir faktör olmuştur. Bu kitap İslam’ın kurucu metni Kur’an’ı anlamaya çalışan ve birkaç on yılın akademik çalışmalarından süzülen yazılardan oluşmaktadır. jenerik, içindekiler, önsöz ve dizin
-
Destursuz Çağa Girenler
Destursuz Çağa Girenler, bir akademisyenin toplumsal konular ve meseleler karşısında aydın sorumluluğunu yerine getirmeye yönelik yazılarından oluşmaktadır. Kitaptaki yazıların büyük çoğunluğu son yıllarda yaşadığımız olaylar ve gelişmeler ekseninde kaleme alınmakla birlikte, asıl amaç bu olay ve gelişmeler üzerinden bir zihniyet ve metot sunmaktır. Bu kitap, son dönemde ciddi bir dejenerasyon, yozlaşma ve dünyevileşme sürecine giren İslami çevrelere, İslami hareketlere, İslami cemaat ve tarikatlara yönelik ‘özeleştiriye davet’ mahiyetindedir. Bu kitap, söz konusu çevrelerin bilerek/bilmeyerek altını oydukları, içini boşalttıkları İslam’ın kurucu değerlerine, değişmez nitelikteki ilkelerine ve normlarına tekrar dönmeleri için bir davet ve iman ettikleri ilke ve değerlere sadakatten uzaklaşmamaları için uyarı niteliği de taşımaktadır. jenerik, içindekiler, önsöz ve dizin
-
2006 Toplumsal Cinnetin Habercisi, 2007 Neyin Habercisi?
Müslüman için hayatın kendisi bir imtihan, bir denenmedir, binaenaleyh şerrin yeryüzünden silinip kökünün kazındığı bir dünya beklentisi, bizzat bu imtihanın var oluş hikmetine terstir. Dolayısıyla yeryüzünde kötülük daima var olacaktır, ama Müslüman’ın görevi de, ŞEYTAN ve ordularına, yani şerre karşı, RAHMAN’ın ve ordularının, yani hayrın safında yer almaktır. Bu savaştan Rahman’ın kullarının Şeytan’ın kul ve kölelerine karşı zafer elde ederek çıkması için düşmanın hareketlerini, stratejilerini, taktiklerini ve metotlarını sürekli ve yakından izlemesi, buna mukabil düşmanınkinden daha üstün ve etkili strateji, taktik ve metotlar geliştirmesi de Müslüman’ın görevi ve imtihanın/denenmenin bir parçasıdır. İslam’da bunu adı, Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle, “el-Emru bi’l-Ma’rûf ve’n-Nehyu ani’l-Munker” ve her türüyle “Cihad”tır. Peki İslam’ın zuhuru üzerinden geçen…
-
Ülke(leri)mizde (hangi) kriz derinleşiyor
Ülke(leri)mizdeki entelektüel fakirleşme, çoraklaşma, sathileşme, kısırlaşma sürecinin giderek bir krize dönüşme eğilimine girdiği, bütün hızıyla yokuş aşağı yol aldığı bir dönemde bu sürecin kısa sürede tersine döneceğini beklemenin safdillik olacağı kanaatinden yola çıkarak, meselelere ve olaylara ters açıdan bakmaya, akıntıya kürek çekmeye, egemen ve yaygın yaklaşımları çekinmeden sorgulamaya “durun kalabalıklar burası çıkmaz sokak…” diye haykırmaya devam diyoruz, bu can bu bedende oldukça da haykırmaya devam edeceğiz. Hemen her yerde, önce Sovyet Sosyalist Bloku’nun, buna bağlı olarak Sosyalizmin çöktüğü, ardından da tek kutuplu Kapitalist/Neo-Liberalist politikaların iflas ettiği söyleminin dillere pelesenk edildiği bir dönemde, herkesin ciddi bir endişe içerisinde, harıl harıl insanlığın geleceği konusunda yoğun bir arayış içerisine girmesi beklenirken, bu yönde…