Yazılar

  • Yazılar

    Hem Başı Açık, Hem Erkeklerle Karışık, Hem De Eller Göbekte !

    Bir camide namaz kılan(!) başı açık kadınlarla erkeklerin medyaya yansıyan görüntülerine bakıldığı zaman, insanın aklına, bu fotoğrafın bir kilise ayini esnasında çekilmiş ve yanlışlıkla namaz kılanlara ait bir fotoğraf olarak basında yer almış olabileceği şüphesi gelmektedir. Zira ne ortada İslam’ın namazını andıran bir saf düzeni, ne de cemaatle namaz kılmaya alışık bir cemaat görüntüsü vardır. Sanki ömründe hiç namaz kılmamış ta ilk defa namazla tanışan insanların halet-i ruhiyesi fotoğrafa yansımış gibi. (Kadının ellerini göbeği üzerine bağlaması başka nasıl yorumlanabilir ki ?) Yahut ta namazdan ziyade bir başka amaçla bir araya gelmiş bazı insanlara ait bir fotoğrafa baktığınız intibaına kapılıyorsunuz. Söz konusu fotoğrafın insanda uyandırdığı bu düşünceler bile, meselenin bir mizansen…

  • Yazılar

    MÜSLÜMANLAR İÇİN ÇEVRECİLİK ALLAH’IN “AYETLER”İ İÇİN KOYMUŞ OLDUĞU “SUNNETU’LLAH”A SAYGIDAN İBARET BİR İBADETTİR

    İslami öğretiye göre, çağın meydan okumalarına cevap verme konusunda birinci dereceden sorumlu olan İslami Dünyası/İslam Ümmeti(İşte sizi böylece vasat bir ümmet yaptık ki insanlık üzerine şahitlik edesiniz…) maalesef bu görevini bihakkın yerine getirmiş olmaktan fersah fersah uzak bir durumdadır İslam Dünyasının siyasi,sosyal,ekonomik ve kültürel olarak diğer dünya ülkeleriyle bu açılardan mukayesesi bu konuda bize yeterince objektif veriler sunmaktadır. İslam Dünyasındaki geniş kitleler bir yana, İslam konusunda bilgili ve bilinçli kesimlerin, özellikle de İslami hareketlerin mensuplarının bu konuda daha iyi bir durumda olabileceği akla gelse de, aslında bu kesimlerin bile dünya görüşlerinde birtakım zaaf noktaları, kör noktalar ya da boşluklar olduğu ortadadır. Nitekim bu bilgi ve bilinç yüzeyi geniş kitlelerden nispeten…

  • Yazılar

    BİR EZBER BOZMA GİRİŞİMİ

    Farklılıkları birlikteliğe dönüştürmek:  Liberal İslam- Sol İslam-Devrimci İslam                                      Yıllar önce ,ülkemizin bir İslam ülkesi olduğu gerçeğini göz ardı ederek Liberal Düşüncenin bu topraklarda kök salmasının zor olduğunu fark eden ve bu sebeple İslam Düşüncesi hakkında bilgilenmek amacıyla benim de içlerinde bulunduğum bazı ilahiyatçıları karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak üzere faaliyetlerine katılmaya davet eden LDT(Liberal Düşünce Topluluğu) ile beraber sürdürdüğümüz entelektüel “tanışma” çabaları esnasında, ABD’de mukim Filistinli bir mühendis olan ve Minaret of  Freedom Institiute adlı kuruluşun kurucusu ve başkanı Imaduddin Ahmed’in de katıldığı bir toplantıda, neredeyse İslam=Liberalizm diyecek kadar  peşin fikirli  bir tebliğ sunan ve bu tür yaklaşımlarıyla kendisine bir piyasa da oluşturduğu anlaşılan bu zat ile aramızda şöyle bir diyalog…

  • Yazılar

    BATI’NIN DOĞU’YA ATTIĞI KAZIKLARI ÇIKARMA ZAMANI

     Kadim Fir’avn’ın “Kazıklar”ından  Modern Fir’avn’ların “Kazıklar”ına “ve Fir’avne zi’l-Evtâd ellezîne tağav fi’l-bilâd”(89,el-Fecr,10) İlerlemeci tarih anlayışının sonucunda, insanlığın dinlerin, yani dogmatizmin esaretinden kurtularak aklın ve bilimin aydınlığında ve nurlu yolunda ilerleme vaatleri ile sekülerizmi icat eden ve bu zihniyet temelinde yeryüzünde ulus devletler şeklindeki yapılanmaları, bazen ideal diye yutturup, bazen de dayatan Batı’nın dünyayı, İslam Dünyasını ve bu dünyanın bir parçası olarak ülkemizi ne hallere soktuğunu sorgulamak için sayısız fırsatı kaçırdık, bari önümüzdeki şu son fırsatı bari kaçırmayalım: Batı’lı seküler dünya görüşünün ürünü olan ideolojilerin – Darvinizm, Rasyonalizm, Pozitivizm, Nihilizm, Hedonizm, Komünizm, Kapitalizm, Liberalizm, Modernizm, Post-Modernizm, Neo-Liberalizm v.b. “-izm”lerin – yeryüzünü  nereye götürdüğüne  ve insanlığa ne verdiğine bir bakmanın tam da…

  • Yazılar

    AİLELER NİÇİN ÇÖKÜYOR?

    AİLELER NİÇİN ÇÖKÜYOR? Bir İslam Ülkesi olmasına  rağmen, ülkemizde aile müessesesinin tehditlerle karşı karşıya bulunması, korumasız bırakılması ve boşanmaların giderek artması, nikahsız birlikteliklerin ve çocuk yapmaktan kaçınma eğilimlerinin artması, aslında ülkemiz için sık sık kullanılan %99’u Müslüman şeklindeki içi boş söylemle hepimizin aldatılmış olmasındandır. Bırakınız İslam’la sadece pamuk ipliği ile bağlanmış olanları, en iddialı dindarlarımızın bile gerçek anlamda ne kadar Müslüman olduğu tartışmaya açıktır. Sadece aile değil daha pek çok konuda Müslümanların bu yüzyıldaki perişan hallerine bakarak ,daha önce “Bu Müslümanlıkla buraya kadar!” başlıklı bir yazı yazmıştık. Zira atadan dededen miras alıp hiçbir sorgulamadan geçirmediğimiz, okuyarak, inceleyerek, araştırarak kendi kendimize inşa etmediğimiz geleneksel “İslam’ın şartı beştir” Müslümanlığı ile, çağın meydan…

  • Yazılar

    Klasik Hadis Usulünün Problemleri

    En kısa ifadeyle Hz. Peygamber’in (s.a.v) İslam’ı diyebileceğimiz sünnetin en önemli kaynağının hadisler olduğu şeklinde genel kanaatin aksine, en önemli kaynağın Kur’an-ı Kerim olduğunu, onun ardından ikinci derecede önemli kaynak olan Mütevatir, Mütevaris veya Yaşayan Sünnetler, ya da ameli tevatür denilen ve müslümanların kitlesel rivayet yoluyla nesilden nesile aktardıkları uygulama ve bilgilerin geldiğini, bugün kütüphanelerimizi dolduran kaynaklardaki hadislerin ise önem ve güvenilirlik bakımından ancak üçüncü sırada yer alabileceğini çeşitli vesilelerle yazılarımızda ifade etmiştik. Sünnet konusunda bize bilgi veren kaynaklar olarak Kur’an-ı Kerim ile mütevatir sünnetlerin sübûtu konusunda bugüne kadar ciddi bir problem söz konusu olamamıştır. Ancak hadislerin sübûtu konusunda ise aynı şeyleri söylemek mümkün değildir. Zira bugün kaynaklarımızda yazıya geçirilmiş…

  • Yazılar

    İSLAMİ(!) BİR EVRİM HİKAYESİ: “KARPUZ”DAN “FISTIKLI ÇİKOLATA” YA

    Benim güzel memleketimde “olmaz olmaz”dır.  Akıl almaz olayların bile sıradanlaştığı anlarda boşuna dökülüvermez şu cümle dillerimizden : Burası Türkiye! Gerçekten de İslam dünyasında – hatta 150’ye yakın ülke gezmiş olan bir dostumun şehadetine göre bütün dünyada da – kesinlikle eşi ve benzeri bulunmayan bir  toplumuz.Eskilerin  “Acâibu’l-Mahlûkat ve Ğarâibu’l-Amsâr” türünden başlıklar altında ele aldıkları acayiplikler,gariplikler ve tuhaflıklara günümüz Türkiye’sinden   eklenecek malzeme o kadar çok ki saymakla bitmez. Siyasi mi istersiniz,sosyal mi,ekonomik mi, kültürel mi, yoksa “zihniyet” alanındakileri mi? Bunların hepsi onlarca yüzlerce makale ve kitaba konu olabilecek türden “gariplikler”dir. Allah sağlık ve afiyette dâim kılar da elimiz kalem tutmaya devam ederse, ömrümüz olduğu sürece bunları teker teker ele almakta azimli ve…

  • Yazılar

    İSLAMİ HAREKETLERDE İŞLER NİÇİN YOLUNDA GİTMEDİ?

    Bulutun yağmuru taşıması gibi, Kapitalizm de savaşı taşır. (Jean Jaures) İslami öğretinin değer ve normlarını hayatın bütün alanlarında geçerli hale gelmesi amacıyla Müslümanlar tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin toplamını ifade etmek için kullanılan “İslami Hareketler”,  genel olarak sivil toplumcu ve politik olmak üzere iki guruba ayırmak mümkündür. Politik olanlar genellikle demokratik sistemler içerisinde, seçimler ve parti politikalarıyla siyasi iktidarı amaçlayan ve siyasi iktidar aracılığıyla İslami toplum tasavvurlarını hayata geçirmeyi strateji olarak benimsemiş olan dini-siyasi hareketlerdir. Pakistan’da Cemaat-ı İslami, Tunus’ta en-Nahda, Türkiye’de Milli Görüş ve AKP, Lübnan’da Hizbullah, Sudan’da İhvan-ı Müslimîn, el-Mağrib/Fas’ta  Adalet ve Kalkınma Partisi, Libya’da  Adalet ve Kalkınma Partisi ,  Malezya İslam Partisi, Tacikistan İslamî Rönesans Partisi gibi partiler bunlardan bazılarıdır.…

  • Yazılar

    İlmihâl Dindarlığının İmkânı Üzerine

    Klasik fıkıh literatürünün bir bölümünü oluşturan taharet, namaz, oruç ve hac gibi konuların, başına  akaid konularının da eklenmesiyle, bağımsız eserler hâlinde ortaya çıkışının tarihi bizde 15. yüzyıla kadar geri götürülmektedir.(1) Halk arasında ‘Namaz Hocası’ veya ‘İlmihal’ olarak bilinen bu tür eserler, sözlü kültür yanında, halkımızın temel dini bilgilerinin başlıca kaynağını teşkil etmektedir. Bu bakımdan ülkemiz insanının din konusundaki bilgilerinin büyük ölçüde namaz hocaları veya ilmihaller tarafından şekillendirildiğini söylemek mümkündür. Bu kadar etkili olmalarına rağmen, bu tür eserlerin bilimsel değeri üzerinde yeterince durulduğu söylenemez. Bunların sunduğu bilgilerin ne derece sağlıklı ve yeterli olduğu meselesi bir yana, bu bilgilerin ne tür bir dindarlığa yol açtığı üzerinde ise, neredeyse hiç durulmamıştır. Halbuki milyonlarca…

  • Yazılar

    2006 Toplumsal Cinnetin Habercisi, 2007 Neyin Habercisi?

    Müslüman için hayatın kendisi bir imtihan, bir denenmedir, binaenaleyh şerrin yeryüzünden silinip kökünün kazındığı bir dünya beklentisi, bizzat bu imtihanın var oluş hikmetine terstir. Dolayısıyla yeryüzünde kötülük daima var olacaktır, ama Müslüman’ın görevi de, ŞEYTAN ve ordularına, yani şerre karşı, RAHMAN’ın ve ordularının, yani hayrın safında yer almaktır. Bu savaştan Rahman’ın kullarının Şeytan’ın kul ve kölelerine karşı zafer elde ederek çıkması için düşmanın hareketlerini, stratejilerini, taktiklerini ve metotlarını sürekli ve yakından izlemesi, buna mukabil düşmanınkinden daha üstün ve etkili strateji, taktik ve metotlar geliştirmesi de Müslüman’ın görevi ve imtihanın/denenmenin bir parçasıdır. İslam’da bunu adı, Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle, “el-Emru bi’l-Ma’rûf ve’n-Nehyu ani’l-Munker” ve her türüyle “Cihad”tır. Peki İslam’ın zuhuru üzerinden geçen…