-
İMAN DA YEMEN’LİDİR HİKMET DE!
– el-Îmânu Yemâniyyetun ve’l-Hikmetu Yemâniyyetun – Kültürümüzdeki ve toplumsal hafızamızdaki Yemen’i – Yemen kahvesi (kahve gelir Yemen’den), Yemen türküsü (giden gelmiyor aceb nedendir?), Yemeni, Yemen illeri(nde Veysel Karânî) – gibi bazı motiflerden ibaret, çok uzaklardaki belli belisiz bir siluete, silik bir resme veya solmuş bir fotoğrafa ya da çok uzaklardan gelen belli belirsiz bir sese benzetmek çok mu yanlış olur dersiniz? Bu benzetme bazıları için abartılı görünse bile, aynı benzetmeyi bir ” Garbzede ” olan toplumumuzun kültürel/toplumsal hafızasındaki Batı ülkeleri için yapmanın mümkün olmadığını da sanırım çoğumuz kabul ve itiraf edecektir. Gerçi yakından tanıdığımız, daha açık konuşmak gerekirse bırakın yakından veya uzaktan tanımayı, hakkında doğru dürüst bilgi sahibi olduğumuz kaç…
-
Hz. Peygamber Tasavvurumuzun Dönüşümü: Paradigma’dan Paragon’a, Paragon’dan Kozmik İlkeye
Tarihinin en ciddî krizlerinden birini yaşamakta olan İslam Dünyası, köklü bir zihniyet değişikliği geçirmek mecburiyetindedir. Bu mecburiyet her geçen gün kendisini giderek daha fazla hissettirmeye başlamıştır. Bu tür bir zihniyet analizini, İslam düşüncesinin hemen her alanında gerçekleştirmek gerekli ise de, Sünnet-Hadis-Siyer-Şemâil alanının öncelikli alanların başında geldiği rahatlıkla ifade edilebilir. Bu alanda daha dar çerçevede bir konu seçmek gerekirse, Müslümanların Peygamber tasavvurlarından daha uygun bir örnek olamaz. Zira sadece Müslümanların on dört asır boyunca oluşturdukları çeşitli Peygamber tasavvurlarının analizi bile, şu an İslam dünyasının yaşadığı düşünce krizine yol açan tıkanmaların teşhisi için bize pek çok ipucu sunacaktır. Kur’ân’ın Allah, âhiret, din, vahiy, kitap v.b. temel kavramlarıyla mukayese edildiğinde, Peygamberlik yönü hâriç…
-
HZ. FATIMA’YA(r.a) SADECE SEVGİ DEĞİL, BİRAZ DA “SAYGI”!
Allah Rasulü’nün İslam’ı hayata ve tarihe tutturmak için giriştiği mücadele ve bu uğurda yol arkadaşlarıyla sergilediği çabalar, İslam’ın ilk ve kurucu tecrübesi olarak Müslümanlar nezdinde daima fevkalade önemi haiz ola gelmiştir. Bu itibarla her Müslüman gibi benim için de Hz.Peygamber ve dönemi son derece değerli, önemli, ilginç ve ilham verici olma özelliğini sürekli muhafaza etmiştir. Asr-ı Saadet adı da verilen bu dönemin Müslümanlar nezdindeki bu fevkalade önemi, bu döneme dair bize intikal eden –başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere – devasa malumattan da kolayca anlaşılmaktadır. Ancak bu muazzam kültür mirasına rağmen, sözünü ettiğimiz bu malumata nasıl yaklaşılacağı, ondan nasıl yararlanılacağı konusundaki farklı bakış açılarından dolayı bu döneme ait pek çok olay…
-
Herkes ilmihalini bulabilmeli!
Hayri Kırbaşoğlu Hoca’nın ilmihali ilgi çeken kitaplardan oldu. Ahir zamanı dikkate alarak hazırlanmış bir eser. Öznur Balık 17/08/2010 Modern zamanların problemlerinin üzerine gidiyor Hayri Kırbaşoğlu Hocamız. Modernist denebilecek bir üslupla meseleleri ele aldığı söylenebilir. Modernist veya gelenekçi, radikal veya selefi, sufi veya aklî her türlü, burada bugün, müslüman olarak ortaya konulan emeği, çabayı kıymetli görüyoruz. Elimizde yeter ki yeterince söyleyecek söz ve gerçekleştirilebilir amel olsun. Allah bizi en doğru sözlere ve amellere uyanlardan eylesin. Çizgi dışında dur(durulmaya çalışıl)an ilmihal Ahir Zaman İlmihali ismindeki bu kitap, 487 sayfalık dolu dolu bir ilmihal. Tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başaran yazar, amacını, “İslam’ı dünya meselesi dahilinde gündemleşmiş versiyonuyla açıklamak” olarak sezdiriyor okuyucuya. Zira okurken…
-
Hem Başı Açık, Hem Erkeklerle Karışık, Hem De Eller Göbekte !
Bir camide namaz kılan(!) başı açık kadınlarla erkeklerin medyaya yansıyan görüntülerine bakıldığı zaman, insanın aklına, bu fotoğrafın bir kilise ayini esnasında çekilmiş ve yanlışlıkla namaz kılanlara ait bir fotoğraf olarak basında yer almış olabileceği şüphesi gelmektedir. Zira ne ortada İslam’ın namazını andıran bir saf düzeni, ne de cemaatle namaz kılmaya alışık bir cemaat görüntüsü vardır. Sanki ömründe hiç namaz kılmamış ta ilk defa namazla tanışan insanların halet-i ruhiyesi fotoğrafa yansımış gibi. (Kadının ellerini göbeği üzerine bağlaması başka nasıl yorumlanabilir ki ?) Yahut ta namazdan ziyade bir başka amaçla bir araya gelmiş bazı insanlara ait bir fotoğrafa baktığınız intibaına kapılıyorsunuz. Söz konusu fotoğrafın insanda uyandırdığı bu düşünceler bile, meselenin bir mizansen…
-
Radyo Barış Röportaj: Hayri Kırbaşoğlu ile Söyleşi
Röportaj: Mahmut Eraslan ve Ümit Sefil – Radyo Barış- Adana Mahmut Eraslan: Konuğumuz stüdyomuzda. Sn hocam Hayri Kırbaşoğlu kim, yine sizi sizden öğrenelim. Dinleyicilerimiz sizden dinlesinler buyurun hocam. Hayri Kırbaşoğlu: Güzel memleketimizin en güzel bölgelerinden biri olan Adana’nın güzel insanlarına selam aleykum diyerek, Hayırlı sabahlar diyerek sözlerime başlamak istiyorum. Bizi Adana’nın bu güzel insanlarıyla buluşturma imkanı sağlayan Radyo Barış’a teşekkür ederek ve böyle bir faaliyet sürdürdüğü için Radyo Barış’ı tebrik ederek sözlerime başlamak istiyorum Manisa doğumluyum. Ankara üniversitesi ilahiyat fakültesini bitirdim. 1973 yılında girdiğim fakültede 36 yıldır bulunaktayı. Mezuniyetimden sonra da bütün kariyerimi bu fakültede yaptım. Hadis anabilim dalında öğretim üyesiyim. Temel amacım (ilahiyat fakültesindeki temel amacım) İslamı öğrenmek idi.…
-
Doğu Konferansı Ankara İlahiyat’ta
Değerli dinleyenler! Aslında bu toplantı geç kalınmış bir toplantıdır. Çünkü Doğu Konferansı 2003 yılından beri aktif olarak sadece Türkiye’de değil, bütünüyle İslâm dünyasında faaliyetlerini sürdüren; hatta vizyon olarak da bütün yer küredeki gelişmeleri kendi ilgi alanı içerisinde gören sivil bir platformdur. Bu platform, amaçları bakımından değerlendirildiğinde, özellikle ilahiyat camiasının bu platform içerisinde en ön saflarda yer alması düşünülür. Öyle olması gerekir, hedefleri bakımından. Öncelikli hedefleri bakımından, bilhassa, İslâm dünyasında ve çevremizde, komşumuzda olan bitenler, işgaller, katliamlar göz önünde bulundurulduğunda bu konuda kendilerinde birinci dereceden sorumluluk hissetmesi gereken ilahiyat camiası olması gerekir. Bu noktada Doğu Konferansı olarak, belki kendisini kamuoyuna tanıtma konusunda üzerine düşeni yeterince yapamadığından, sizlere ulaşma bakımından yeterli imkânlara…
-
Politikyol.com Röportaj: Darbe ve Demokrasi
Komünistler bize “Sizin kıbleniz 6. Filo” diyorlardı, haksız değillermiş! Röportaj: Politikyol.com 16 Ağustos 2016 Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu ile ‘darbe ve demokrasi’ kapsamında Gülen Cemaati’ni ve cemaatin AKP ile ilişkilerini konuştuk. -Öncelikle darbe girişiminin arka planı ile başlayalım. Herkes şunu soruyor, bir İslami hareket nasıl bu denli büyür, ya da bu denli bir kalkışma içinde yer alabilir? Bize bu İslami anlayış hakkında genel bir çerçeve sunarsanız seviniriz. Şimdi bu hikaye aslında AKP iktidarıyla Fethullah Gülen cemaati işbirliği ile başlamış bir hikaye değil,daha eskilere, 1960-70’lere kadar geriye gidiyor ; Amerika’nın Yeşil Kuşak projelerine kadar gidiyor. Fethullah Gülen’in hayatına bakıldığı zaman onun Komünizmle Mücadele Dernekleri’nde de…
-
MÜSLÜMANLAR İÇİN ÇEVRECİLİK ALLAH’IN “AYETLER”İ İÇİN KOYMUŞ OLDUĞU “SUNNETU’LLAH”A SAYGIDAN İBARET BİR İBADETTİR
İslami öğretiye göre, çağın meydan okumalarına cevap verme konusunda birinci dereceden sorumlu olan İslami Dünyası/İslam Ümmeti(İşte sizi böylece vasat bir ümmet yaptık ki insanlık üzerine şahitlik edesiniz…) maalesef bu görevini bihakkın yerine getirmiş olmaktan fersah fersah uzak bir durumdadır İslam Dünyasının siyasi,sosyal,ekonomik ve kültürel olarak diğer dünya ülkeleriyle bu açılardan mukayesesi bu konuda bize yeterince objektif veriler sunmaktadır. İslam Dünyasındaki geniş kitleler bir yana, İslam konusunda bilgili ve bilinçli kesimlerin, özellikle de İslami hareketlerin mensuplarının bu konuda daha iyi bir durumda olabileceği akla gelse de, aslında bu kesimlerin bile dünya görüşlerinde birtakım zaaf noktaları, kör noktalar ya da boşluklar olduğu ortadadır. Nitekim bu bilgi ve bilinç yüzeyi geniş kitlelerden nispeten…
-
Nida Dergisi Röportaj: İslam Dünyasında Kaynaklara Yaklaşım ve Çözüm Arayışları üzerine
Röportaj: M. Turan Çalışkan, Nida Dergisi 139. Sayı Bir din, ideoloji, ekolün vb. yaslandığı zemin yahut kendisinden neşet ettiği olgu olması itibariyle mühim bir mesele olan “kaynak” meselesini irdelemek; gerek epistemolojik ve metodolojik anlamda “kaynağın tespiti” gerekse İslam nazarında onun yeri ve değeri hakkında sizinle konuşmak istiyoruz. Her öğretinin kendi kaynaklarına yaslandığı ve kendi içinde bir doğruluk, tutarlılık iddiasında bulunduğu bir vakıa. Bu da göz önünde bulundurularak, kaynaklar arası tasnif (vahyî-beşerî, yazılı-sözlü, modern geleneksel…) yahut özelleştirmeler yapılmakta ve neticede fikrî ayrışmalar zuhur ederek birinin kaynak dediğine diğeri demeyebilmektedir: Ancak zannediyorum ki İslam söz konusu olduğunda “kaynak” mevzusu biraz daha hassaslaşıyor. Bu hassasiyeti veya başka bir ifadeyle “aşırı duyarlılığı” yaratan şeyler…